İstanbul - Toulouse

Sevgili Tourjuvistler!

Tourjuva rehberimiz ile havalimanında uçuştan 3 saat önce buluşmamıza ve trafiğe uygun olarak özel transfer aracınız sizleri evinizden alarak havalimanına transferinizi gerçekleştiriyor.

Rehberinizle buluşma ve tanışma sonrası havayollarının kontuarına valizlerimizi teslim ettikten sonra pasaport kontrolünden geçerek uçağın kapısına geçiyoruz. Türk Hava Yolları tarifeli seferi ile gerçekleşecek Toulouse uçuşumuzun ardından ülkeye giriş ve bagaj alma işlemlerini tamamlıyoruz.Varışımızla birlikte, “La Ville Rose” yani “Pembe Şehir” Toulouse bizi sıcak renkleriyle karşılıyor.

Tarihi tuğla binaların arasında yürürken, güneş ışığının duvarlarda bıraktığı pembe tonlar adeta kentin adını fısıldıyor. İlk durağımız, Toulouse’un kalbi Capitole Meydanı. Bu büyüleyici meydanda yer alan Belediye Sarayı’nın Barok zarafeti ve çevresindeki kafe terasları bize Fransız yaşamının yavaş ritmini hissettiriyor. Garonne Nehri kıyısında yürürken, suyun akışına yansıyan tarihi köprüleri fotoğraflıyor; şehrin sembolü Saint-Sernin Bazilikası’nda Gotik kemerlerin gölgesine sığınıyoruz.

Akşamüstü, Toulouse’un sanat galerileriyle bezeli sokaklarında kısa bir yürüyüş yapıyor, ardından otelimize transfer oluyoruz. Pembe şehirde ilk gecemizde, Güney Fransa’nın zarafetini hissederek dinleniyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e huzurlu bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Toulouse

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Saint-Cirq-Lapopie Gezisi için otelimizden ayrılıyoruz.

Bugün UNESCO tarafından koruma altına alınmış, Lot Vadisi’nin en güzel köylerinden biri olan Saint-Cirq-Lapopie’yi keşfe çıkıyoruz. Orta Çağ atmosferini hala yaşatan bu köyde, taş evler, daracık sokaklar ve renkli çiçeklerle süslenmiş pencereler bizleri karşılıyor. Tepede yer alan köyden Lot Nehri’nin ve yemyeşil vadi manzarasının tadını çıkarıyoruz. XIII. yy.’dan kalma gotik Saint-Cirq Kilisesi’ni ziyaret edip köydeki el yapımı sanat atölyelerinde dolaşıyoruz. Gün boyu bu masalsı köyün sokaklarında gezindikten sonra Toulouse’a geri dönerek ikinci günümüzü tamamlıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Toulouse - Occitanie - Beziers - Montpellier

Sabah kahvaltısının ardından Occitanie bölgesinin masalsı vadilerine doğru yola çıkıyoruz. Kıvrılan yollar boyunca lavanta tarlaları, üzüm bağları ve taş köyler bize Provence öncülü bir doğa resmi sunuyor. İlk durağımız, köklü tarihiyle Béziers. Şehri çevreleyen Roma köprüleri ve Saint-Nazaire Katedrali’nin gölgesinde tarihin derinliğine iniyoruz. Katedralin avlusundan görülen Orb Nehri manzarası, Orta Çağ’ın huzurunu günümüze taşıyor.

Ardından, UNESCO mirası Canal du Midi üzerindeki Fonseranes Kilit Sistemi’ni görüyor; bu mühendislik harikasında, suyun adeta bir merdivenden nasıl aktığını gözlemliyoruz. Kanal boyunca yapacağımız kısa yürüyüşün ardından, bölgenin romantik manzaraları eşliğinde Montpellier’e ulaşıyoruz. Sanatla, gençlik enerjisiyle ve Akdeniz ışıltısıyla bezeli bu şehirde otelimize yerleşiyor, akşamı dinlenerek karşılıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Montpellier

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Montpellier Gezisi için otelimizden ayrılıyoruz.

Eski şehir merkezi Ecusson’daki dolambaçlı sokaklarda ve tarihî meydanlarda gezintiye çıkıyoruz. Peyrou Kraliyet Meydanı’nda yürüyüp muhteşem şehir manzarasını izliyoruz. Şehrin ana alışveriş caddesi olan Rue de la Loge boyunca yer alan mağazaları ve kafe teraslarını keşfediyoruz. Akşamüstü ise zarif Operası ve şirin kafe kültürü ile ünlü olan Place de la Comédie Meydanı’nda keyifli bir yürüyüş yapıyoruz

Gezi sonrası serbest zaman.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Montpellier - Avignon - Gordes - Aix-en-Provence

Güne kahvaltı ile başlıyor ve ardından gezimiz için otelimizden ayrılıyoruz.

Güney Fransa’nın kültür ve tarih kokan şehirlerinden Avignon’a hareket ediyoruz. Orta Çağ’ın izlerini taşıyan bu şehirde, öncelikle devasa yapısıyla dikkat çeken Papa Sarayı’nı ziyaret ediyoruz. Bu tarihi yapının görkemli iç mekânlarını keşfederken Orta Çağ’daki dini ve siyasi gücün etkisini hissediyoruz. Ardından, Avignon’un bir diğer simgesi olan Saint-Benezet Köprüsü’ne geçiyor ve Rhone Nehri’nin huzur dolu manzarası eşliğinde köprü üzerinde yürüyüş yapıyoruz. Avignon’dan sonra, lavanta tarlaları ile ünlü Gordes kasabasına gidiyoruz.

Tepede konumlanan bu köy, taş evleri ve dolambaçlı yolları ile adeta bir açık hava müzesi. Gordes’in eşsiz atmosferinde vakit geçirdikten sonra, Provence bölgesinin zarif şehirlerinden Aix-en-Provence’a varıyoruz. Şık bulvarları, barok mimarisi ve fıskiyelerle süslü meydanları ile Provence ruhunu yansıtan bu şehirde geceyi noktalıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Aix-en-Provence - Antibes -Èze - Nice

Sabah kahvaltısının ardından Provence’ın sıcak güneşine veda ederek Fransız Rivierası’na doğru yol alıyoruz. İlk durağımız, Akdeniz’in kıyısında huzurla parlayan Antibes. Denizin tuzlu rüzgârı yüzümüze dokunurken, Picasso’nun burada geçirdiği yıllara ilham olmuş sahilleri geziyor, müzede sanatla buluşuyoruz.

Öğle saatlerinde, denizden yükselen kayalıkların tepesine kurulmuş Èze Köyü’ne ulaşıyoruz. Daracık taş sokaklar, limon çiçeği kokuları ve uçsuz bucaksız mavi manzara eşliğinde köyde geziniyoruz. Zanaat atölyeleri ve minik parfümeri dükkânları, Rivieranın rafine estetiğini hissettiriyor. 

Akşamüzeri, Nice’te kısa bir dinlenmenin ardından, ışıltılı bir dünyanın kapılarını aralayarak Monako’ya geçiyoruz. Monte Carlo’nun zarif sokaklarında yürürken, gecenin ışıkları Akdeniz’in sularına yansıyor. Prenslik Meydanı’ndan yat limanına uzanan panoramada, lüksün değil, estetiğin hikayesini izliyoruz. Gece Nice’e dönüşümüzde, deniz meltemiyle karışan hafif müzikler eşliğinde günü noktalıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Nice - Saint-Paul-de-Vence - Cannes - Nice

Güne kahvaltı ile başlıyor ve ardından gezimiz için otelimizden ayrılıyoruz.

Fransa’nın sanat ve kültür dolu köylerinden biri olan Saint-Paul-de-Vence’e varıyoruz. Köyün sanat galerilerinde ve tarihi meydanlarında gezerken bir zamanlar Picasso ve Matisse gibi sanatçılara ilham veren bu yerin büyüsüne kapılıyoruz. Ardından Cannes’a doğru yol alıyoruz. Ünlü La Croisette Bulvarı boyunca yürüyüş yapıyor ve Cannes Film Festivali’nin yapıldığı Palais des Festivals’i görüyoruz. Akşamüstü, sahil boyunca kahve eşliğinde manzaranın tadını çıkarıyoruz ve günü Nice’e dönerek tamamlıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Nice - İstanbul

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından gezimizin bu son gününde, Fransız Rivierası’nın incisi Nice’i keşfediyoruz. Promenade des Anglais boyunca yürüyüş yapıyor ve Akdeniz’in turkuaz sularının tadını çıkarıyoruz. Eski Şehir bölgesinde, şirin kafe ve dükkanlarda zaman geçiriyoruz.

Çiçek Pazarı’nda (Cours Saleya) renkli çiçeklerin arasında dolaşarak bu güzel şehre veda ederek, rehberimizin belirteceği saatte havalimanına transfer oluyoruz. Kontuarına varsa bagajınızı teslim ettikten ve pasaport kontrolünden geçtikten sonra uçağın kapısına geçiyoruz. Türk Hava Yolları tarifeli seferi ile gerçekleşecek İstanbul uçuşumuzun ardından ülkeye giriş ve bagaj alma işlemlerinin ardından bir sonraki gezide görüşmek üzere Tourjuvistler ile vedalaşıyoruz.

Havalimanı çıkışında sizi bekleyen ve bilgileri dönüş uçuşunuz öncesi size iletilmiş özel transfer aracınız ile evlerinize transferiniz gerçekleşiyor.

Bir sonraki Tourjuva gezisinde görüşmek üzere. Sevgiler