İstanbul

Sevgili Tourjuvistler!

Tourjuva rehberimiz ile havalimanında uçuştan 3 saat önce buluşmanıza ve trafiğe uygun olarak özel transfer aracınız sizleri evinizden alarak havalimanına transferinizi gerçekleştiriyor.

Rehberinizle buluşma ve tanışma sonrası havayollarının kontuarına varsa bagajınızı teslim ettikten sonra pasaport kontrolünden geçerek uçağın kapısına geçiyoruz.

İstanbul - Cape Town

Türk Hava Yolları’nın tarifeli seferiyle gerçekleşen Cape Town uçuşumuzun ardından ülkeye giriş ve bagaj işlemlerimizi tamamlıyoruz. Afrika kıtasının en güneybatısında yer alan bu şehir, eşsiz doğası, tarihî yapıları ve hareketli kültürel yaşamıyla bizleri karşılıyor.

Cape Town şehir gezimize başlamak üzere, renkli teneke mahallelerden geçerek limana ulaşıyoruz. Eski Köle Evi, Parlamento Binası, şehrin en büyük Felemenk Katedrali, geniş Adderley Caddesi, Ümit Kalesi, Ulusal Şehir Kütüphanesi ve Nelson Mandela’nın özgürlük konuşmasını yaptığı Belediye Sarayı ziyaret noktalarımız arasında. Ayrıca, canlı Long Street ve renkli evleriyle meşhur Müslüman Mahallesi Bo-Kaap, gezimizin unutulmaz duraklarından.

Afrika’ya “merhaba” dediğimiz bu ilk günün sonunda otelimize transfer oluyoruz. Akşam, kafe ve restoranlarıyla ünlü Waterfront bölgesinde keyifli bir yürüyüş gerçekleştiriyor, günü deniz esintisi eşliğinde tamamlıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Cape Town

Güne otelimizde alacağımız keyifli bir kahvaltı ile başlıyoruz.

İlk durağımız, dünyanın en etkileyici doğal oluşumlarından biri olan Ümit Burnu. Tarih boyunca denizcilerin fırtınalarla mücadele ettiği bu nokta, efsanelere ilham vermiş. Chapman’s Peak Yolu boyunca ilerlerken okyanus manzaralarının büyüleyici güzelliği eşliğinde yol alıyoruz. Hout Bay’de kısa bir mola veriyor, Tourjuvistlerimizle fok balıklarını gözlemleyebileceğimiz bir tekne turuna çıkıyoruz. Ardından Boulders Beach’te özgürce dolaşan Afrika penguenlerini yakından izliyor, doğaya saygılı bir mesafede harika kareler yakalıyoruz.

Akşamüstü şehre dönüyor, Cape Town’un hareketli atmosferini hissediyoruz. Yerel mutfaktan lezzetler tadacağımız özel bir akşam yemeğiyle günü noktalıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Cape Town

Oteldeki kahvaltının ardından, şehrin simgelerinden biri olan Masa Dağı’na çıkıyoruz. Teleferikle zirveye ulaşırken okyanus ve şehir manzaraları adeta tablo gibi uzanıyor. Bulutların üstünde süzülen bu doğa harikasında yürüyüş yaparak, Cape Town’un büyüleyici panoramasını fotoğraflıyoruz.

Sonrasında V&A Waterfront’a geçiyoruz. Alışveriş merkezleri, sanat galerileri, restoranlar ve sokak müziğiyle burası şehrin kalbi. Dileyen Tourjuvistlerimiz burada keyifli bir serbest zaman geçiriyor. Gün batımına doğru Green Point Feneri ve Bo-Kaap Mahallesi’ni ziyaret ediyor, kentin renkli tarihini keşfediyoruz. Akşam yemeğimizi şehrin seçkin restoranlarından birinde alarak günü tamamlıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Cape Town – Windhoek – Etosha Milli Parkı

Güne otelde alacağımız kahvaltıyla başlıyoruz. Ardından Cape Town Havalimanı’na transfer oluyor ve Namibya’nın başkenti Windhoek’e uçuyoruz.

Windhoek, Almanya’nın sömürge döneminden miras kalan kolonyal mimarisini modern Afrika’nın dokusuyla harmanlayan zarif bir başkent. Varışımızın ardından kısa bir şehir turunda Christuskirche – İsa Kilisesi, Parlamento Bahçeleri ve Bağımsızlık Anıtı’nı ziyaret ediyoruz.

Turun ardından Etosha Milli Parkı’na doğru yola çıkıyoruz. Yol boyunca çöl manzaralarından yeşil vadilere uzanan doğa değişimini izliyor, öğleden sonra parka ulaşıyoruz. Safari araçlarımızla ilk vahşi yaşam keşfimizde fil, zebra, zürafa, antilop ve siyah gergedanları gözlemliyoruz. Gün batımında lodge’umuza yerleşiyor, kamp ateşi etrafında Afrika gökyüzünün altında akşam yemeğimizi alıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Etosha Milli Parkı - Swakopmund

Bugün Afrika’nın vahşi doğasının kalbine inmeye devam ediyoruz! Sabahın erken saatlerinde, gün doğumuyla birlikte sabah safarisi için araçlarımıza biniyoruz. Sabah saatleri, vahşi yaşamı gözlemlemek için en ideal zamanlardan biri olduğu için, büyük kedilerin – özellikle aslanlar, çitalar ve leoparlar – avlanma sahnelerine tanık olma şansı yakalayabiliriz. Fillerin, antilop sürülerinin ve zebraların günün ilk ışıklarıyla birlikte su kaynaklarına nasıl geldiğini izlemek büyüleyici bir deneyim olacak. Safari boyunca, bölgenin ekosistemi ve hayvanların doğal yaşamı hakkında rehberimizden detaylı bilgiler alıyoruz.

Sabah safarisinin ardından, lodge’umuza dönerek kahvaltımızı alıyoruz ve ardından çöl ile okyanusun buluştuğu Swakopmund’a doğru yola çıkıyoruz. Yolculuğumuz boyunca, kurak arazilerden kıyıya kadar değişen doğa manzaralarına tanıklık ediyoruz. Swakopmund’a varışımızın ardından, bu kıyı kasabasının kolonyal atmosferini keşfetmeye başlıyoruz. Almanya’nın sömürge döneminden miras kalan rengarenk evler, geniş caddeler ve deniz kenarında uzanan palmiye ağaçları ile burası, Afrika’daki en ilginç kasabalardan biri.

Şehirde yapacağımız turda, deniz kenarında yürüyüş yapıyor, eski Alman yapılarından oluşan tarihi mahalleleri ziyaret ediyoruz. Swakopmund, Namibya’nın adrenalin başkenti olarak da biliniyor. Atlantik Okyanusu’nda tekne turuna katılarak yunusları ve fokları izliyor, kum sörfü gibi ekstrem sporları deneyimliyoruz. Gün batımına doğru, okyanusun kıyısında gün batımı manzarasının tadını çıkarıyor, ardından akşam yemeğimizi yerel deniz ürünleriyle ünlü bir restoranda alıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Swakopmund - Sossusvlei - Namib Çölü

Güne otelimizde alacağımız kahvaltı ile başlıyoruz. Bugün dünyanın en eski çöllerinden biri olan Namib Çölü’ne doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkıyoruz. Sabah erken saatlerde, Swakopmund’dan ayrılarak Sossusvlei bölgesine hareket ediyoruz. Yolculuğumuz boyunca çöl manzaralarının giderek derinleştiğini, uçsuz bucaksız kızıl kum tepelerinin ufuk çizgisinde dans ettiğini gözlemliyoruz. Öğle saatlerine doğru, Namibya’nın en ünlü doğal alanlarından biri olan Sossusvlei’ye ulaşıyoruz.

Sossusvlei, kızıl kum tepeleriyle ünlü, adeta başka bir gezegene aitmiş gibi hissettiren bir doğa harikası. Dünyanın en yüksek kumullarından biri olan “Big Daddy”’yi görmek için tırmanış yapıyoruz. Bu devasa kum tepesinin zirvesine ulaştığımızda, önümüzde uzanan sonsuz çöl manzarasının büyüsüne kapılıyoruz. Ardından, çölün ortasında adeta bir sanat eseri gibi duran Deadvlei bölgesine geçiyoruz. Burada, binlerce yıl önce kurumuş akasya ağaçlarının kara siluetleri, turuncu kumlar ve mavi gökyüzüyle eşsiz bir kontrast oluşturuyor. Fotoğraf çekmek isteyenler için burası adeta bir açık hava stüdyosu niteliğinde!

Öğle saatlerinde çölün ortasında, gölgelik bir alanda piknik molası veriyor ve çölün büyüleyici atmosferinde dinleniyoruz. Öğleden sonra, Sesriem Kanyonu’nu ziyaret ediyoruz. Rüzgar ve suyun milyonlarca yıl boyunca şekillendirdiği bu etkileyici kanyon, doğanın nasıl sanatçı olduğunu gözler önüne seriyor. Kanyon içinde yürüyüş yaparak, çöl ekosistemine dair yeni keşiflerde bulunuyoruz. Gün batımına doğru çöldeki lodge’umuza yerleşiyor ve günümüzü, Namib Çölü’nün yıldızlarla kaplı gökyüzü altında alınacak özel bir akşam yemeği ile tamamlıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Namib Çölü - Chobe Milli Parkı

Bugün Afrika’nın doğasında yepyeni bir sayfa açıyoruz! Sabah gün doğmadan uyandığımızda, çölün mistik sessizliğinde bir sabah yürüyüşüne çıkıyoruz. Güneşin kumların üzerine yavaşça düşen ilk ışıklarıyla, çöl manzarasının renk değiştirişine tanık oluyoruz. Kahvaltımızı aldıktan sonra lodge’umuzdan ayrılarak Botswana’daki Chobe Milli Parkı’na doğru yola çıkıyoruz.

Öğleden sonra Chobe’ye varışımızla birlikte, Afrika’nın en büyük fil popülasyonuna ev sahipliği yapan bu vahşi yaşam cennetinde safari maceramıza başlıyoruz. Park, büyük fil sürüleri, bufalolar, zürafalar, antiloplar ve avcı hayvanlarla ünlü. Safari araçlarımızla parkın en hareketli su kaynaklarına yöneliyor, hayvanların doğal yaşamlarını izleme fırsatı buluyoruz.

Akşamüstü Chobe Nehri kıyısına iniyoruz ve unutulmaz bir tekne safarisine çıkıyoruz. Nehirde süzülen su aygırlarını, kıyıda oyun oynayan fil sürülerini ve timsahları gözlemliyoruz. Gün batımı sırasında altın rengine bürünen gökyüzü, su yüzeyinde ışık oyunlarına dönüşüyor. Akşam saatlerinde lodge’umuza dönüyor, nehir kenarında alınacak keyifli bir akşam yemeğiyle günü noktalıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Chobe Milli Parkı - Victoria Şelaleleri

Güne otelimizde alacağımız kahvaltıyla başlıyoruz. Bugün Botswana’dan ayrılarak dünyanın en görkemli doğa harikalarından Victoria Şelaleleri’ne doğru yola çıkıyoruz. Sabah erken saatlerde Chobe’de ikinci bir safari yapıyor, aslanlar, leoparlar ve fil sürülerini doğal ortamlarında gözlemliyoruz.

Sabah safarisinin ardından Zimbabwe sınırını geçiyor ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Victoria Şelaleleri’ne ulaşıyoruz. Yerel halkın dilinde “Mosi-oa-Tunya” – “Gürleyen Duman” olarak bilinen bu büyüleyici şelale, sis ve gökkuşaklarıyla doğanın tüm gücünü yansıtıyor.

Öğleden sonra Zambezi Nehri’nde tekne turuna çıkıyor, nehir üzerinde süzülen su aygırlarını, timsahları ve su kenarında oynayan fil sürülerini izliyoruz. Gün batımında gökyüzü kızıllığa bürünürken manzaranın keyfini çıkarıyor, akşam yemeği için otellerimize dönüyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Victoria Şelaleleri

Güne otelimizde alacağımız kahvaltı ile başlıyoruz. Bugün Victoria Şelaleleri’nde tam gün sürecek büyüleyici bir keşfe çıkıyoruz. Sabah saatlerinde şelalenin en etkileyici yürüyüş parkurlarında gezerek, farklı açılardan bu doğa mucizesini izliyoruz. Yer yer 100 metreden fazla yükseklikten düşen suların oluşturduğu gökkuşakları burayı adeta rüya sahnesine dönüştürüyor.

Öğleden sonra, dileyen Tourjuvistlerimiz Devil’s Pool’da yüzme deneyimi yaşayabilir veya Zambezi Nehri’nde beyaz su raftingiyle adrenalin dolu bir maceraya atılabilir. Kültürü tanımak isteyenler için Livingston Kasabası’na düzenlediğimiz gezide yerel halkın yaşamını ve el sanatlarını keşfediyoruz.

Günü, geleneksel Afrika mutfağından özel tatlarla süslenmiş bir akşam yemeğiyle tamamlıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Victoria Şelaleleri – Johannesburg

Kahvaltımızı otelde alıyoruz ve artık Victoria Şelaleleri’ne veda etme vakti. Sabah saatlerinde, dileyen misafirlerimiz için son bir keşif turu düzenleyerek şelaleleri farklı açılardan gözlemleme fırsatı sunuyoruz. Alternatif olarak, yerel çarşıları ve sanat galerilerini ziyaret ederek Afrika’ya özgü el yapımı hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.

Öğle saatlerine doğru Victoria Falls Havalimanı’na transfer oluyoruz ve Güney Afrika’nın en büyük şehri olan Johannesburg’a uçuyoruz. Johannesburg, tarihi ve kültürel açıdan büyük öneme sahip, Güney Afrika’nın ekonomik ve sosyal merkezi konumunda. Varışımızın ardından, şehir merkezinde kısa bir panoramik tur yaparak şehrin modern yüzünü keşfediyoruz. Nelson Mandela Meydanı, Sandton bölgesi ve şehir merkezindeki önemli yapılar turumuzun öne çıkan noktaları arasında yer alıyor.

Daha sonra, Apartheid Müzesi’ni ziyaret ederek Güney Afrika’nın geçmişine dair etkileyici bir yolculuğa çıkıyoruz. Müze, ırk ayrımcılığının tarihini, Nelson Mandela’nın özgürlük mücadelesini ve ülkenin demokrasiye geçiş sürecini anlatan güçlü görseller ve interaktif sergilerle dolu. Bu ziyaret, sadece Güney Afrika’nın değil, tüm insanlığın ortak geçmişine dair önemli dersler sunuyor.

Akşam saatlerinde otelimize geçerek kısa bir dinlenme molası veriyoruz. Ardından, Johannesburg’un en özel restoranlarından birinde, Güney Afrika mutfağının en seçkin lezzetlerini tadacağımız bir akşam yemeği ile günü tamamlıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Johannesburg

Bugün Güney Afrika’daki son günümüz. Otelimizde alacağımız sakin ve keyifli bir kahvaltının ardından, şehirde alışveriş yapmak isteyen misafirlerimiz için Johannesburg’un en popüler alışveriş noktalarına kısa bir ziyaret düzenliyoruz. Sandton City, Nelson Mandela Square ve Rosebank bölgesinde, Afrika’ya özgü hediyelik eşyalar, sanat eserleri ve yerel tasarım ürünlerini keşfetme fırsatı bulabilirsiniz.

Rehberimizin belirteceği saatte havalimanına transfer oluyoruz. Varsa bagajınızı havayolu kontuarına teslim ettikten ve pasaport kontrolünden geçiyor ve uçağın kapısına gidiyoruz. Türk Hava Yolları tarifeli seferi ile İstanbul uçuşumuz gerçekleşiyor.

Johannesburg - İstanbul