İstanbul - Edinburgh

Sevgili Tourjuvistler!

Tourjuva rehberimiz ile havalimanında uçuştan 3 saat önce buluşmanıza ve trafiğe uygun olarak özel transfer aracınız sizleri evinizden alarak havalimanına transferinizi gerçekleştiriyor.

Rehberinizle buluşma ve tanışma sonrası havayollarının kontuarına varsa bagajınızı teslim ettikten sonra pasaport kontrolünden geçerek uçağın kapısına geçiyoruz. Türk Hava Yolları tarifeli seferi ile gerçekleşecek Edinburgh uçuşumuzun ardından ülkeye giriş ve bagaj alma işlemlerinin ardından bizi bekleyen özel transfer aracımız ile yola çıkıyoruz.

Öğle saatlerinde Edinburgh’a inişimizin ardından havalimanında bizi bekleyen özel aracımızla şehir merkezine hareket ediyoruz. UNESCO mirası Eski Şehir (Old Town) sokaklarına adım attığımızda, taş binaların, dar geçitlerin ve ortaçağ atmosferinin büyüsüyle karşılaşıyoruz. Royal Mile boyunca yapacağımız yürüyüşte sokak müzisyenlerinin ezgileri, şehre farklı bir canlılık katıyor. İlk olarak St. Giles Katedrali’ni ziyaret ediyor, vitraylarla süslü pencerelerinden süzülen ışık huzmeleri altında huzur buluyoruz.

Öğleden sonra Princes Street bahçelerinde kısa bir mola veriyoruz. Edinburgh Kalesi’ni uzaktan selamlarken şehrin siluetini oluşturan görkemli yapıları fotoğraflıyoruz. Ardından Grassmarket Meydanı’na geçiyor, rengarenk pubları ve butik dükkânlarıyla ünlü bu bölgenin canlı atmosferini hissediyoruz. Edinburgh’un taş sokaklarında dolaşırken, bir yandan şehrin tarihini öğreniyor, diğer yandan da modern yaşamla iç içe geçmiş kültürel zenginliğini görüyoruz.

Akşamüstü otelimize yerleşip kısa bir dinlenmenin ardından geleneksel İskoç mutfağının özenle hazırlanmış lezzetlerini tadacağımız bir akşam yemeği için şehrin en özel restoranlarından birine geçiyoruz. Yemeğin ardından dileyenlerle şehir merkezinde gece yürüyüşüne çıkıyor, ışıklarla bezenmiş sokaklarda bu büyüleyici şehre bir kez daha hayran kalıyoruz. Böylece hem yolculuğun yorgunluğunu atıyor hem de turumuzun ilk gününü unutulmaz bir başlangıçla kapatıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz. 

Edinburgh

Otelimizde alacağımız keyifli bir kahvaltının ardından Edinburgh’un en görkemli simgesi olan Edinburgh Kalesi’ne doğru yol alıyoruz. Kayalık bir tepenin üzerinde yükselen bu muazzam yapı, hem şehre hâkim manzarasıyla hem de tarihi önemiyle bizleri büyülüyor. Kale surlarından bakarken, altımızda uzanan şehrin taş evleri ve yemyeşil parkları bir tabloyu andırıyor. Rehberimizden İskoçya krallarının taç giyme törenlerine, savaş dönemlerindeki stratejik önemine kadar birçok ilginç hikâye dinliyor, fotoğraflarla bu anları ölümsüzleştiriyoruz.

Kale ziyaretimizin ardından Holyroodhouse Sarayı’na geçiyoruz. İskoçya Kraliçesi’nin resmi ikametgâhı olan bu zarif sarayda, ihtişamlı salonları ve kraliyet bahçelerini keşfederken tarihin farklı dönemlerine yolculuk ediyoruz. Ardından şehrin doğa ile bütünleştiği en özel yerlerden biri olan Arthur’s Seat bölgesine çıkıyoruz. Burada kısa yürüyüşler yaparak hem temiz havayı içimize çekiyor hem de Edinburgh’un panoramik manzarasını seyretmenin keyfine varıyoruz.

Öğle saatlerinde, geleneksel taş yapılardan dönüştürülmüş şık mekânlardan birinde İskoç kültürünün asırlardır yaşattığı yerel tatlar deneyimine katılıyoruz. Burada sadece bir içecek tadımı değil, aynı zamanda İskoçların köklü geleneklerini, üretim süreçlerini ve kültürel mirasını öğreniyoruz. Bölgenin doğasından ilham alan bu eşsiz aromalar, yüzyıllardır süregelen geleneklerin günümüze taşınmış hali gibi. Katılımımızı unutulmaz kılmak için, küçük seremoniler eşliğinde yapılan bu deneyim bize adeta bir kültür dersi veriyor.

Akşamüstü şehir merkezine dönerek kısa bir serbest zaman sunuyoruz. Dileyen misafirlerimiz alışveriş yapabilir, dileyenler ise Edinburgh’un tarihi kafelerinde vakit geçirebilir. Gün batımıyla birlikte Royal Mile boyunca yapacağımız keyifli yürüyüşte şehrin mistik havasını yeniden hissediyoruz. Akşam saatlerinde otelimize dönüyor, güzel anılarla dolu bir günü daha noktalıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz. 

Edinburgh - Glasgow - Belfast

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Edinburgh’dan ayrılarak İskoçya tarihinin en önemli şehirlerinden biri olan Stirling’e doğru yol alıyoruz. Yol boyunca yeşilin her tonuna bürünmüş tepeler, göller ve kırsal manzaralar bizlere eşlik ediyor. Varışımızda, ülkenin en büyük ve en görkemli kalelerinden biri olan Stirling Kalesi’ni ziyaret ediyoruz. İskoçya krallarının taç giyme törenlerine sahne olan bu ihtişamlı yapıda, tarihin derinliklerine yolculuk ediyor ve savaşların izlerini taşıyan duvarlar arasında rehberimizin anlatımlarıyla büyüleniyoruz. Kalenin yüksek burçlarından bakarken William Wallace ve Robert the Bruce gibi kahramanların hikâyeleri adeta kulaklarımızda yankılanıyor.

Kale ziyaretimizin ardından Glasgow’a hareket ediyoruz. Modern yaşamla tarihi dokuyu bir arada sunan bu şehirde, ilk olarak George Meydanı’nda yürüyüş yapıyor ve zarif mimarisiyle öne çıkan binaları inceliyoruz. Ardından Glasgow Katedrali’ni ziyaret ediyor, gotik mimarinin ihtişamını yakından hissediyoruz. Şehrin sanata olan ilgisini hissetmek için kısa bir serbest zaman veriyor, dileyenler galerileri gezebilir ya da yerel dükkânlardan alışveriş yapabilir. Öğle saatlerinde şehrin canlı sokaklarında kısa bir mola veriyor, modern yaşamın enerjisi ile geleneksel atmosferin uyumunu deneyimliyoruz.

Öğleden sonra feribotla İrlanda’nın Belfast şehrine doğru yol alıyoruz. Kuzey Denizi’nin serin esintisi eşliğinde geçen bu yolculuk, manzaralarıyla bizleri büyülüyor. Belfast’a varışımızda şehir merkezinde panoramik bir tur yapıyor, City Hall Meydanı ve tarihi liman bölgesini görüyoruz. Gün batımına doğru otelimize yerleşiyor ve akşam yemeğimiz için geleneksel tatların sunulduğu seçkin bir mekâna geçiyoruz. Akşamı dileyen misafirlerimizle şehir merkezinde kısa bir yürüyüşle sonlandırıyor, Belfast’ın gece ışıkları altında farklı bir yüzünü keşfediyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz. 

Belfast

Sabah kahvaltımızın ardından dizilerin ve sinemanın büyülü dünyasına adım atıyoruz. Belfast çevresinde, ünlü Game of Thrones dizisinin çekildiği Winterfell bölgesine gidiyoruz. Görkemli doğa manzaralarıyla çevrili bu alanda diziye hayat veren kaleleri, vadileri ve gizemli ormanları görüyor, rehberimizin anlatımlarıyla sahnelerin arka planını öğreniyoruz. Fotoğraf molalarında kendimizi adeta dizinin bir parçası gibi hissediyoruz.

Ardından Belfast merkezine dönerek öğle sonrası köklü bir mekânda İrlanda kültürünün önemli bir parçası olan yerel içecek kültürü tadım etkinliğine katılıyoruz. Burada yüzyıllardır süregelen üretim geleneklerini öğreniyor, kokular ve aromalarla bu kültürün tarihini deneyimliyoruz. Tadım sırasında anlatılan efsaneler ve hikâyeler bizleri hem eğlendiriyor hem de bilgilendiriyor.

Günün ilerleyen saatlerinde Dublin’e doğru hareket ediyoruz. Yaklaşık iki saatlik keyifli yolculuğun ardından İrlanda’nın başkentine varıyor, otelimize yerleşiyoruz. Akşam dileyen misafirlerimizle Dublin sokaklarında kısa bir yürüyüş yaparak ilk keşiflerimizi gerçekleştiriyoruz. Günün sonunda otelimizde dinlenmeye çekiliyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz.

Belfast - Dublin

Kahvaltının ardından Dublin’in en özel duraklarını keşfetmek üzere şehir turumuza başlıyoruz. İlk durağımız, 1592 yılında kurulan ve dünyaca ünlü el yazmalarına ev sahipliği yapan Trinity College. Burada sergilenen Book of Kells’in büyüleyici detaylarını inceliyor, kütüphanenin yüksek tavanlı ve ahşap raflı salonunda tarihin kokusunu soluyoruz.

Ardından Dublin Kalesi’ni ziyaret ediyor, şehrin siyasi ve tarihi geçmişine dair detaylar öğreniyoruz. Grafton Street boyunca yapacağımız yürüyüşte ise sokak sanatçılarının müzikleri eşliğinde şehrin canlı atmosferini hissediyoruz. Dublin’in modern ve tarihi yüzünün nasıl iç içe geçtiğini gözlemlemek, bu şehri diğer başkentlerden ayıran en özel yönlerden biri oluyor.

Öğle sonrası İrlanda’nın köklü geleneklerini tanıtan interaktif bir müzeyi ziyaret ediyoruz. Burada yerel içecek kültürünün tarihine dair ilginç bilgiler ediniyor, bölgeye özgü tatların nasıl yüzyıllardır yaşatıldığını öğreniyoruz. Günün sonunda serbest zaman sunuyoruz; dileyen misafirlerimiz alışveriş yapabilir ya da şehrin otantik kafelerinde vakit geçirebilir. Akşam otelimize dönerek günü noktalıyoruz.

Tüm Tourjuvistler’e keyifli bir akşam ve iyi geceler dileriz. 

Dublin - İstanbul

Otelimizde kahvaltının ardından Dublin’in en çok ziyaret edilen merkezlerinden biri olan Guinness Storehouse’a gidiyoruz. Burada yalnızca bir üretim hikâyesini değil, aynı zamanda İrlanda’nın kültürel belleğini de keşfediyoruz. Sergi alanlarında gezerken, geleneksel üretim tekniklerinin tarih boyunca nasıl korunduğunu görüyoruz. Binanın en üst katında Dublin’in panoramik manzarasını seyrediyor, şehre veda etmeden önce son karelerimizi yakalıyoruz.

Öğleden sonra havalimanına transfer oluyoruz. Check-in ve pasaport işlemlerinin ardından İstanbul’a dönüş için uçağımıza biniyoruz. Akşam geç saatlerde İstanbul’a varıyor, özel transfer araçlarımızla evlerimize dönüyoruz. Böylece İskoçya ve İrlanda’nın kaleler, efsaneler ve kültürel miraslarla dolu büyülü yolculuğunu geride bırakıyoruz.

Bir sonraki Tourjuva seyahatinde yeniden buluşmak dileğiyle.